LİDER HAZIRLAMA- YETİŞTİRME
BLOG- 3
LİDER HAZIRLAMA- YETİŞTİRME
Prof. Dr. Ali Balcı
Öz
Liderlik çalışmaları, kadim çalışmalar olmasına karşın hala gündemde yerini korumaktadır. Zira toplumlar ve örgütler liderliğe, liderlere her zaman ihtiyaç duymuşlardır ve duyacaklardır. Toplumlara ve örgütlere ufuk açan, gelişmeleri için sürekli değişme ve yenilik peşinde koşan liderlerdir. Liderlik literatürü; lider nedir, ne gibi özellikleri vardır, liderliğin kaynakları nelerdir, liderlik nasıl açıklanabilir? gibi sorulara yanıt bulmak üzere öteden beri liderlik araştırmalarının yapıldığını göstermektedir. Ancak liderler nasıl yetiştirilmeliler, nasıl yetiştirilmekteler? gibi soruların yeterince yanıtlanmadığı anlaşılmaktadır. İşte bu çalışmada liderlerin cenerik olarak nasıl yetiştirilmesi gerektiği sorusuna, literatüre dayalı yanıt aranmaktadır. Akademik ve iş dünyasının lider yetiştirme anlayış ve uygulamaları, geliştirilen model ve yaklaşımlar şu sonuçlara götürmüştür. Liderlik, her şeyden önce öğrenilen bir süreçtir. Ancak bu öğrenme öğreten değil de öğrenci odaklı olmalıdır. Diğer bir deyişle liderlik öğretilmekten çok öğrenilen bir olgudur. Bu öğrenmenin önemini Benjamin Franklin olağan üstü bir söyleyişle tanımlamaktadır. “Bana söylersen, söylediğini unuturum, bana öğretirsen öğrettiğini hatırlayabilirim, beni katarsan(involve) öğrenirim”. Bu bağlamda liderlik de büyük ölçüde deneyimleyerek; yani yaşantısal olarak yaparak yaşayarak öğrenilebilmektedir. Liderlik becerilerinin öğrenilmesi elbette önemli; ancak bunlar pratikte denemedikçe, tekrarlanarak hayata geçirilmedikçe liderlerin liderlik portfolyusunu ( vizyon geliştirme, strateji oluşturma, değişme ve yenilik, değişim yönetimi gibi) kazanmaları mümkün olmamaktadır. Ayrıca inceleme, liderliğin kazanılmasında erken yaşlarda yaşantısal öğrenmenin avantaj sağladığını göstermiştir. Öte yandan inceleme, lider adaylarının yaşantısal olarak liderlik anlayış ve becerilerini kazanmalarında mentörlük, dönüt 360 sistemi, koçluk gibi tekniklerin uygulamaya konulduğunu göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Liderlik, liderlik kimliği, liderlik öncülleri, liderlik yetiştirmesi, lider yetiştirme teknikleri
Lider ve Liderlik: Kimlik ve Kişilik
Kimlik-öz, kim olma, bir sosyal rol ya da durumda kimliğe yüklenen bir dizi anlamdır (Burke,1991). Kimlik birinin diğerleriyle olan ilişkilerinde diğerlerini nasıl anlamlandıracağını ve diğerlerinin bu kimseyi nasıl tasavvur edeceğini kapsar. Bir kimsenin kimliği, onun değerleri, tecrübeleri ve benlik algısının bir ürünü, bir sonucudur(Baltes ve Carstensen,1991). Doğaldır ki bir birey çoklu kimliğe sahiptir; bunlardan her biri çeşitli rol ve bağlamlarda aktiftir; önceliklidir(Ashforth ve Johnson, 2001;akt., Zheng ve Muir, 2015). Bu bağlamda liderlik kimliği, pek tabii ki bireyin kimliğinin bir alt bileşenidir ve bir lider olma ya da bireyin kendini bir lider olarak düşünmesiyle alakalıdır. Asıl konu, lider kimliğinin gelişmesinin liderlik gelişmesine kritik etkisinin olmasıdır (Zheng ve Muir, 2015).
“Lider kimdir?” sorusuna iş dünyası ve akademik dünyanın farklı tanımlar getirdiği görülmektedir. İş dünyasında liderlik genelde, şefkat (passion), bütünlük, sorumluluk alma (take charge attitude), başkalarını esinlendirme (inspiring others) gibi nitelik ya da özelliklere sahip kimsedir diye tanımlanır (Fallon Taylor, 2015. Öte yandan modern liderlik, örgütte çalışanların güç ve potansiyelini teşhis ve geliştirmek için gerekli becerilere sahip olmadır. Modern liderlik ayrıca örgütte önemli amaçları gerçekleştirmek üzere çalışanları bir araya getirebilme yeteneği ve yeterliğidir (www.trainerbubble.com). Pek tabii ki bu anlayışlar doğrultusunda liderlik rollerine bu insanlar yükseltilir. Liderlik böyle tanımlansa dahi takdir edilir ki potansiyel lider adaylarının, lider olabilmeleri bir gecede mümkün olmaz. Onların spesifik bir vizyon ve amaç doğrultusunda yetiştirilmeleri gerektir ( Fallon Taylor, 2015).
Lider yetiştirme
ve geliştirme literatürü büyük ölçüde beceri geliştirmeye odaklanmıştır.
Ne var ki öğrenme ve gelişme, daha derinlerde “öz-bilgi- kendini bilme (self- knowledge)” tarafından
sınırlandırılmaktadır. Zira bu öz- bilgi, bireyin enformasyonu nasıl
işleyeceğini, anlamı nasıl yapılaştıracağını kararlaştırır. Bu kapsamda insanların
liderlik kimliğini nasıl yapılaştırıp geliştirdikleri önemli bir
sorundur(Zheng ve Muir, 2015). Bu gerçeğe
karşın lider yetiştirme ve geliştirme araştırma
birikimi, doğrudan liderlerin gözlenebilir
davranışlarının sınanmasına odaklamış; daha derinlerde insanları lider olarak
eylemde bulunmaya, liderlik becerilerini geliştirmeye güdüleyen liderlerin
gizli öz- bilgisi yeterince
araştırılmamıştır(Day ve diğ., 2005). Anlamlandırma, öğrenme ve kimlik gelişimi kaçınılmaz olarak birbirine
bağlıdır. İnsanlar ancak mevcut
anlamlandırma- anlamı yapılaştırma yaklaşımının öğrenmeye imkan vermesi
durumunda öğrenebilirler ( McCauley ve Van Velsor, 2004). İnsanların liderlik kimliği, devam ettikleri
çevresel ipuçlarını çerçeveleyen ve
reçetelendiren yapıyı örgütlemeyi sağlar. Bu çevresel ipuçları
insanların enformasyonu nasıl
işlediklerini, ne tür davranış prototip ya da standartları kullandıklarını
tayin eder. Bir kimsenin liderlik
becerileri repertuarının artış
göstermesi, liderlik kimliğinin simultan olarak gelişmesini gerektirir. Bu
çerçevede liderlik kimliği, hem bilgi kazanmayı hem de bilgi girişini etkiler (Lord ve Hall, 2005).
Liderliğin kimlik gelişimi konusunda bazı araştırmacılar, lider kimliğinin bireysel, rasyonel ve kolektif farklı düzeylerini betimleyen çok düzeyli bir model önermişlerdir(Day ve Harrison, 2007; Lord ve Hall, 2005). Bazıları da lider kimliğini, var olan istemeyi ve vermeyi içeren öz şema (self-schema) içinde bütünleştirmiştir(DeRue ve diğ., 2009). Bazıları da insanların liderlik ve liderlik gelişmeye ilişkin inançlarını şekillendiren bağlamsal faktörleri ve temel sayıltıları gözlemlemişledir(Ford ve diğer., 2008). Bu çabalara karşın hala cevaplandırılmamış önemli sorular bulunmaktadır. Örneğin insanlar, gerçekte liderlik kimliğinin gerçeğine nasıl ulaşırlar? Bir birey bir lider olarak benlik kavramını yapılaştırdığında onda ne gibi değişiklikler görülür? Benlik birliğine ulaşabilmek için sürekli yeni fikirleri asimile ederken ve eski fikirleri reddederken ya da değiştirirken, ne tür yeni fikirler asimile edilir ve ne tür eskileri reddedilir ya da değiştirilir ? gibi sorular bunlardan bazılarıdır(Zheng ve Muir, 2015).
Psikolog
ve sosyologlar öteden beri kimlik ve benlik kavramını araştırma konusu
etmişlerdir. Kimlik, bireyin kim
olduğunu kararlaştıran özellik ve karakteristikler, sosyal ilişkiler, rol ve
sosyal grup üyeliğini kapsar. Diğer bir deyişle kimlik bu değişkenlerin bireyin kim olduğunu
tanımlamasıdır. Kimlikler bireyin benlik algısını ( birinin kendini
düşündüğünde aklına gelen şeyi) kararlaştırır.
Takdir edilir ki bir bireyin benlik kavramı (self-concept) davranışın en önemli düzenleyicilerinden
biridir. Benlik kavramının, bireyin yaşantısı üzerinde de geniş bir etkisi
vardır. Bireyin öz –benlik saygısı, mood
değişmeleri, sosyal karşılaştırma
seçimleri, öz temsil doğası, sosyal alan seçimi, bireyin durumunu tayin eden değişmelerde
etkilidir. Benlik- öz kavramı, dinamik ve diğer insanlarla etkileşim yoluyla adeta
pazarlık sonucu ulaşılan bir olgudur. Bireyler, kimlik çalışmasıyla; tutarlı ve
ayrıcalıklı bir ürün olmasını sağlamak üzere yapıların biçimlenmesi, tamiri,
sürdürülmesi, güçlendirilmesi ya da gözden geçirilmesiyle aktif olarak meşgul olurlar. Kimlik kontrol kuramı, kimlik değişmesi
genel sürecini aydınlatır. Kuram insanların bir rol sahibi olmanın ne anlama
geldiğine ilişkin bir kimlik standardı kullandıklarını-kabul ettiklerini varsayar. Kimlik standartları, insanların
sosyal etkileşimlerde, kimlikle ilgili
anlamlara ilişkin algılarını karşılaştırdıkları bir referans hizmeti
görür(Burke, 2006). Algılanmış anlamlar kendilerinin kimlik standartlarıyla meczedilemsi durumunda bu kimlikler doğrulanır ve bir değişiklik olmaz.
Öte yandan algılanan anlamlarla kimlik
standartları arasında sapmalar varsa
insanlar davranışlarını, algılanan anlamlarla kimlik standartları
meczedilmesini başarmak üzere değiştirirler(Zheng ve Muir, 2015).
Bir araştırmada, lider kimliğini geliştirmenin tek boyutlu bir olay olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Aksine lider kimliği geliştirme çok boyutlu bir süreçtir ve kimlik geliştirmenin anahtar üç boyutunu kapsamaktadır. Bunlar sınırları çoğaltma- genişletme (expanding boundaries), karşılıklı bağımlılıkları tanıma ve hedefin farkına varma (discerning purpose). Her boyut bir süreklilik göstermektedir. İnsanlar yapay bir eşikten geçerek mükemmel bir liderlik dünyasına giremezler; aksine liderler olarak kendilerini anlamayı derinleştirip zenginleştirirler; bunu da bu üç boyut boyunca hareket ederek yaparlar. İnsanlar kendi yaşam tecrübelerinde, kendi hızlarında bu üç boyutta olgunlaşırlar. Dahası bu üç boyut lider kimliği gelişmesi sürecinin tamamından sorumlu değildir (Zheng ve Muir, 2015). Sonuç olarak bulgulara dayalı bu model, kimlik formasyonu için kimliğin üç yönlü yeniden çerçevelenmesini önermektedir (Zheng ve Muir, 2015).
Google’nin
“GOOGL +0.30%”
araştırması,100 milyonun üzerinde sonucun (akademik programlar, yönetici
yetiştirme serisi, beyaz makaleler (White paoers), liderlik gurusu, makaleler,
vb.) incelenmesine odaklanılmıştır.
Tarama sonunda büyük liderler konusunda şu görüşlere ulaşmıştır: Lider, güçlü,
pozitif ve zorlayıcı bir örgütsel ve bireysel büyüme vizyonunu aktarabilme
yeteneğine sahip bir kimsedir. Lider, bu vizyonu uygulamaya koymak üzere
ihtiyaç duyulan güven ve desteği üretebilendir (Caprino, 2014).
Liderlik Kimliği ve Kişiliğini İnşa Etme
Bir liderin kimliği ya da kişiliği, liderin değer ve inançlarından, dil ve davranışından oluşur. Liderlerin kendilerini algılamaları ve sunmaları- göstermeleri, etkililiklerini kararlaştırır. Onların düşünme, konuşma, eylem biçiminin algılanması, farkı yaratır. Potansiyel liderler lider olarak kişiliklerinin, yönetici ya da bireysel katılımcıların kişiliklerinden farklı olduğunu bilirler. Onlar yönetici ya da bireysel katkı getirici olarak, örgütte büyük sorumlulukları olduğunu varsayarlar; kaçınılmaz olarak büyük karmaşıklık, farklılık, belirsizlikle karşılaşır, onları yönetirler. Kısaca onlar çoklu paydaşların ihtiyaçlarını bilmek ve hitap etmek zorundadırlar. Lider olarak kimlikleri, bu yeni zorlukları ( dinamik bir çevrede örgütlerinin performansını iyileştirmek, yetenekli çalışanların bu liderliği paylaşmasına yardımcı olmak gibi) karşılayabilecek olgunluğa ulaşmalıdır. Pekiyi bunları yapmada fark yaratacak liderlik özellikleri var mıdır? Örneğin empati, duygusal zeka, mütevazilik (humulity) ve cesaret için ne denir? Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalar örgüt performansıyla CEO karakteri arasında bir bağ kurmuşsa da (yüksek karakter yüksek performans gibi) küçük ölçekli liderlik çalışmaları bu görüşün inandırıcılığını zayıflatmıştır. Gene de karakterin potansiyel liderlerde bir fark yarattığı, bu farkın yıkıcı olmaktan çok yapıcı olduğu söylenebilir( Allio, 2016).
Liderlerin
sahip olması gerekli diğer liderlik özellikleri arasında birinci olarak, liderin yasal güç denemesinin
– spesifik olarak çalışanların düşünme
ve davranışını değiştirme gücü- geldiği söylenebilir. Çoğu örgütte liderlerin gücü azaltılmışken diğerlerinin gücü artırılmıştır. Oysa komuta ve kontrol modeli mutlaktır. Bu bağlamda bir zamanlar dikte edici hiyerarşik
liderler şimdilerde yetenekli çalışanlar tarafından adeta esir
alınmışlardır: Zira yetenekli
çalışanların görüşü ve teknik bilgisi
(know- haw) saygı bulmakta, bir bilge
(wise) lider buna bağlı olmaktadır. Sonuç olarak güç dengesi izleyenlere doğru değişme göstermiştir.
İzleyenler daha fazla bilgili, daha fazla güçlendirilmiştir. Ayrıca izleyenler
sosyal medya yoluyla daha fazla bağlantı içindedir. Metcalfe Yasasına göre ;
sosyal ağ büyüyüp genişledikçe değeri de artar; dolayısıyla böylesi ağa
sahip olanların gücü katsayı olarak artış gösterir. Yine de liderler güvenilir yetkiyi tutmalıdır.
Liderlik etmek için liderlik pozisyonunda kökü bulunan güce sahip olmalıdır. Ayrıca liderlik itibarı,
kaynakları ve uzmanlığı, daha kritik
olarak liderin söyleme yeteneği bunu gerektirir. Liderler gücü, retorik, dili ikna edici kullanma yoluyla yükseltip
geliştirirler. Özellikle de üst düzey yönetici (executive) gücü keyfi ve sorumsuz olabilir. Bu durum liderleri
tiranik yapabilir; mantık ve amaç tarafından rehber edilmediğinde böyle
olabilir. Şu unutulmamalıdır; çok fazla
güç lideri yolsuzluğa itebilir;
ancak güç yoksunluğu da lideri yetersiz (impotent) kılar( Allio, 2016).
Liderliğin Ayırt Edici Özellikleri
Allio’ya (2016) göre liderlik öğretilemez, aksine öğrenilir. “İyi- başarılı liderler ne yapar?” diye sorulduğunda şunları söylemek mümkündür: İyi liderler doğru işi yaptırırlar. Onların baskınlık ve ustalığı; örgütsel amaçları inşa etmek, örgütsel değerleri açıklığa kavuşturmak, bir vizyon geliştirmek, stratejiyi aktarmak, örgütün değişmeye adapte olmasına yardımcı olmak, uygulama stratejisini yönetmek ve gelecek liderleri yetiştirmektir. Pek tabii ki temel liderlik sorumluluğu, bireyleri örgütün paylaşılmış amacı etrafında bütünleştiren bir kültür inşa etmektir. Liderlik öğrenilebilir bir dizi eylemi ve bu eylemleri gerçekleştirecek becerileri gerektirir. Potansiyel liderler şu üç elemanı bünyesinde barındırır: (1) Bir liderlik kimliği ve kişiliği inşa etme, (2) Gerekli liderlik bilgi ve becerilerini kazanma ve (3) liderlik eylemini uygulamaya koyma ( Allio, 2016).
Lider ve Yönetici Farkı
Literatüre göre yönetim, büyük ölçüde örgütün istikrarına /(stability) odaklanır; bu kapsamda istikrarı sağlayıcı yapı, sistem ve bürokrasiyi oluşturur. Oysa liderlik değişme, yenileşme ve gelişmeye odaklanır. Bu iki rol arasında saptanan pek çok farklılık olmakla beraber belki de en temel farklılık, yönetimin işleri doğru yapma olarak belirtilmesi iken liderin doğru işi yapma olarak ifade edilmesidir. İşlerin doğru yapılmasında “kontrol” asılken doğru işin yapılmasında güçlendirme (empowerment) asıldır. Liderliğin amacı, örgütün gelecekte ulaşacağı bir vizyonun geliştirilmesi ve yayılmasıdır . Doğru iş yapmak budur. Yönetimin amacı ise örgütte karmaşıklığı azaltmak ve yeterliği(efficiency) iyileştirmektir. İşlerin doğru yapılması budur. Takdir edilir ki bu kapsamda yöneticinin ilgisi, çalışanları, plan ve prosedürlere göre çalışmaları için kontrol ve yönetmektir. Oysa lider, değişmenin uygulanmasında ortaya çıkan problemlere çözüm getirmeleri için çalışanlarını güçlendirir. Görüldüğü üzere liderlik ve yöneticilik farklı roller olarak faklı beceri ve zihniyet gerektirmektedir. Pek tabi ki yöneticiliğe dolayısıyla istikrara dönük zihniyete sahip birinin liderliğe yani değişmeye yönelik bir zihniyete geçmesi kolay değildir. O halde örgütte yöneticilik ve liderlik rolleri ayrı uğraşılara tahsis edilmelidir(Nguyen ve Hansen, 2016).
Lider
ve yönetici ya da liderlik ve yöneticilik farkı üzerinde duran literatürden şu iki sonucu çıkarmak
mümkün görülmektedir: (1) Hiçbir rol diğerinden daha önemli değildir. (2) Liderlik ve yöneticilik bir birini dışta
tutan birbirinden ayrı roller değildir. Dolayısıyla kim lider, kim yönetici
olsun yerine hangi işlevlerin hangi rol tarafından yapılacağına
odaklanılmalıdır. Ne yazık ki pratisyenlerin
şu hataya düştükleri görülür: Zihniyet olarak bu iki rolden birini
benimsediklerinden gerektiği halde diğer rolü oynayamamalardır(Nguyen ve Hansen, 2016).
Liderliğin Öncülleri
Liderliğin anlamının, liderlik kuram ve anlayışlarına göre değişme gösterdiği anlaşılmaktadır. Örneğin son zamanlarda duygusal zeka oldukça ilgi odağı olmuştur. Bu bağlamda duygusal zekanın liderlik için ne derecede gerekli olduğu bir ilgi ve merak konusudur. Ayrıca liderlik motivasyonu – liderlik etme motivasyonu da temel ilgi çeken konulardan biridir. Bir araştırmada duygusal zeka ile liderlik motivasyonunun liderliği ne derece kestirdikleri araştırılmak istenmiştir. Veriler iki aşamada toplanmıştır. Birinci aşamada 309 öğrenci anket doldurmuş bir hafta sonra da lidersiz grup tartışmasına katılmışlardır. Sonunda liderliğin ortaya çıkma oranı saptanmıştır. İkinci çalışmada ise 115 öğrenci, 14 haftalık bir sınıf-ders projesi yapmış; sonra da liderlik doğuşunu- ortaya çıkışını (leader emergence) değerlendiren anketleri doldurmuşlardır . Bulgular; yüksek düzeyde duygusal kimlikli liderlik motivasonunun, lidersiz grup tartışmalarında liderliğe yol açtığı bulunmuştur. Öte yandan üst düzey sosyal normcu liderlik motivasyonunun uzun dönemli projelerde liderlik rolünün üstlenilmesine yol açtığı saptanmıştır. Ayrıca her iki çalışma da duyguların kullanılmasının duygusal zekanın bir bileşeni olarak duygusal kimlikle ve sosyal normcu liderlik motivasyonu ile pozitif bir ilişkisinin olduğu, lider doğuşuyla da dolaylı ilişkili olduğu bulunmuştur( Hong, Catano ve Liao, 2011).
Liderlik araştırmaları geleneksel olarak örgütte formel liderlere odaklanmıştır. Bu doğrultuda çoğu liderlik yaklaşımları, liderin kişisel özelliklerine ve onları iyi bir lider yapan atıflara ( zeka, kişilik, değer ve beceriler gibi) odaklanmıştır. Ayrıca da ne tür liderlik stil ve davranışlarının ( geçişli ve dönüşümcü liderlik, ikili etkileşim, uyumcu liderlik ve etik liderlik gibi) etkili olduğu araştırılmıştır. Pek tabii ki özellikleri esas alan liderlik genetiktir; oysa davranışlar öğrenilebilir. Bu çerçevede görece son zamanlarda iş uygulamalarına odaklanılması kapsamında, takım çalışmasının bilgiyi yönetme ve değişmeyle baş etmede uygulandığı görülmüştür. Liderliğin ortaya çıkışı böylece artan şekilde takım başarısında önemli hale gelmiştir. Liderlik doğuşu, pek çok örgütte, sosyal yapının temel bir bileşeni olarak vurgulanmaktadır ( Hong, Catano ve Liao, 2011). .
Geçen yüzyılda liderliğe yol açan faktörler de, liderlik araştırmalarının odağını oluşturmuştur (Bass ve Bass (2008)). Günümüzde liderler fiziksel, sosyal, politik, teknolojik ve ekonomik inanılmaz değişme ve belirsizliklerle baş etmek durumundadır. Bu gelişmeler liderlere, esinlenme-ilham verme (inspire) ve dilek düzeylerini anlamada altın imkanlar sağlamıştır. Örgütler artan şekilde yenilik, katılma ve performans kaynaklarını tanımlamış, bu kapsamda öz yönetimli iş takımları, hızla çevresel değişikliklere tepkide bulunmak üzere oluşturulmuştur. Bu bağlamda örgütlerde birimler arası (kesitsel) işlevsel projelerde liderliğin ortaya çıkışı, pek tabii ki takımın başarısında anahtar süreç olmuştur. Sonunda ortaya çıkan- gelişen bir lider, formel bir lider olarak tanımlanmamış; ancak grupta informel bir lider olarak tespit edilmiştir. Bunu da grup süreçleri ve amaçlarının başarılmasında etkili olmakla sağlamıştır. Seçme sürecinin bir parçası olarak liderliğin ortaya çıkışı, lidersiz grup tartışmalarının bulunduğu simülasyon ortamında değerlendirilmiş; gelişen liderin keza iyi bir performansa sahip olduğu bulunmuştur. Bunun da liderlik becerileri ve liderlik tecrübesine dayalı sosyal kaynaklar birikimiyle sağladığı; bunların da onun liderlik motivasyonunu artırdığı saptanmıştır. Ortaya çıkan liderlerin davranışlarının etkilerini anlamada bireyin motivasyonunun ( ilerleme , başarma ve anlam sağlama motivasyonları) yakın bir faktör olarak anlamak gerektiği değerlendirilmiştir. Bu durumda liderlik motivasyonu belki de en önemli bir ara faktördür; liderliği etkileyen bir yapı olarak bir liderin liderlik yetişmesi, rolleri ve sorumluluklarına ilişkin kararlarını etkiler. Bu da sırasıyla liderin liderlik etme, onda ısrarlı olma çabasının derecesini tayin eder. Liderlik motivasyonu kendi içinde duygusal kimlikli liderlik motivasyonu; sosyal normcu liderlik motivasyonu ve ölçülemez- hesaplanamaz liderlik motivasyonu olarak kategorilendirilmektedir. Duygusal kimlikli liderlik motivasyonunda bireyin başkalarına liderlik etme doğal eğilimi asıldır; liderlik öz yeterliği ve tecrübesini kapsar. Sosyal normcu liderlik motivasyonu ise görev duygusu ve sorumluluk nedeniyle liderlik etmeye eğilim duymaya neden olmaktadır. Bu motivasyon sosyal normlara doğru olan genel tutumlarla bağlantılıdır. Ölçülemez liderlik motivasyonu ise bireylerin, liderliğin yarar ve maliyetini hesaba katmadan liderlik etmeyi kabul etmesini ifade eder. Bu tür motivasyon, bireyin özgecilik düzeyi ile bağlantı içindedir. Liderlik motivasyonu, valans, normlar ve özgeci liderlik doğasına dayalı olarak bireyin davranış niyetlerini taşır. İnançlar, tutumlar ve niyetler kuramlarına göre bu mantıklı motifler, liderlik doğuşunun en doğru kestiricileri konumundadır ( Hong, Catano ve Liao, 2011).
Chan ve Drasgow (2001), öncüller olarak sosyo-kültürel değerler ile genel bilişsel yeteneklerin bireysel liderlik motivasyonuna etkisini sınamışlardır. Onların modelinde duygusal zekanın her hangi bir ölçümü içerilmemiş; farklı liderlik davranış ve performansına odaklanılmıştır. Bu model bir anlamda duygusal zeka, yapı ve ölçüt geçerlikleri düşünüldüğünde ihtilaflı gibi görülebilir(Cherniss, 2010; Dulewicz and Higgs, 2000; Landy, 2005; Locke, 2005 ) ;ancak yakınlarda yapılan bir meta analiz çalışması, özel olarak tanımlandığında duygusal zekanın iş performansını kestirmede kullanılabilecek anlamlı bir yapı olduğunu ortaya koymuştur(Joseph ve Newman, 2010). Duygusal zeka; algılama, değerleme ve duyguları ifade etme; ayrıca da düşünceyi kolaylaştırmak üzere , duyguları ve duygusal bilgiyi anlama, duyguların üretilmesi, duygulara erişme, duyguları duygusal artış ve entelektüel büyüme için düzenleyebilme yeteneğidir(Mayer ve Salovey, 1997). Bu iki yazarın meta analiz araştırması, her ne kadar kendini rapor etmeye dayalı duygusal zeka ölçümleri ile performansa dayalı duygusal zeka ölçümlerinin eşit olmadığını göstermişse de her ikisinin de bilişsel yeteneği ve iş performansını kestirmeye dayalı aşamalı (incremantal) geçerliğinin yüksek olduğu saptanmıştır. Duygusal zeka, bireyin genel güvenirliği ve amaç oryantasyonunu artırmaktadır (Offermann ve diğ., 2004; Dulewicz ve Higgs, 1999; Wong ve Law, 2002; Barling ve diğ., 2000; in Hong, Catano ve Liao, 2011).
Öte yandan bazı araştırmaların duygusal zeka ile liderlik doğuşu-ortaya çıkışı arasındaki ilişkiyi araştırdıkları tespit edilmiştir. Örneğin Wolff ve diğ., (2002), MBA öğrencileri örneklemi üzerinde empatinin bir duygusal zeka boyutu olarak örüntü tanımlama ve perspektif almayı içeren bilişsel süreçler üzerindeki etkisini sınamışlardır. Kellett ve diğ., (2006) başkalarının duygularını tanımlama yeteneğini ve bireylerin duygularını ifade etmelerini, empatik olmanın önkoşulları olarak sınamışlardır. Sonunda bunlar görev liderliği, ilişkisel liderlik ve akran oranlamasıyla ilişkili bulunmuştur ( Hong, Catano ve Liao, 2011).
Liderlerin Yetiştirilmesi
Yetiştirme (training), genel olarak çalışanların davranışlarını değiştirme eylemi olarak tanımlanabilir. Flippo (1984) yetiştirmeyi, özel bir işi yapmak için gerekli olan becerilerin çoğaltılması eylemi olarak tanımlamaktadır. Goldstein (1993) yetiştirmeyi, performans artışı sağlayan becerilerin, kuralların, kavramların ya da tutumlarının sistemli kazanılması olarak tanımlamaktadır. Chiaburu ve Tekleab (2005) ise yetiştirmeyi, bireysel iş performansı kararlaştırıcılarını güçlendirmek üzere desenlenen bir aracı olarak tanımlar ( Ghosh, Joshi, Rachita, Mukherjee ve Ranjan, 2011) . Kısaca yetiştirme, spesifik bir işe ya da onun spesifik bir parçasına dönük beceri kazandırma ya da beceri geliştirme süreci olarak tanımlanabilir. Pek tabii ki yetiştirme sonucu bireyin performansı, dolayısıyla örgütün toplam performansı artış gösterecektir. Yetiştirme demek ki birey ve örgütün büyümesini sağlayan bir süreçtir. Yetiştirme, büyük ölçüde örgüt tarafından, çalışanların işle ilgili yeterlikleri kazanmasını- öğrenmesini sağlamak üzere planlanan bir çabadır. Bu yeterlikler başarılı iş performansı için gerekli bilgi, beceri ve davranışlardır. Kısaca yetiştirme, örgütün insan kaynaklarını optimum kullanmasını sağlayan, sonunda hem örgütün hem de bireyin hedeflerini gerçekleştirme imkanı bulduğu bir süreçtir (Ghosh ve diğ., 2011) .
Liderlik Bilgi ve Becerilerinin Kazanılması
Liderlik
tarihi, lider adayları ve liderlere, liderlikte neyin işlediği, nelerin işlemediği, nelerin
geçerli olduğu bilgisini verir. Bu
doğrultuda bir lider, nelerin işlediğini görmek üzere özelde iç çevreyi özenle incelemeldir. Ayrıca dünya
literatürü liderlik perspektifleri bakımından zengin bir kaynaktır. Büyük
liderlik hikayeleri, örneğin Plato,
Marcus Aurelius, Machiavelli ve Sun Tzu’nun gibi düşünürlerin görüş ve uygulamaları, potansiyel liderlere,
liderlik güçlükleriyle nasıl baş edileceği hakkında içgörü sağlayabilir. Büyük liderler liderlik değişikliklerini,
başarı ve başarısızlıklarını gösterebilir.
Ne var ki evrensel bir liderlik reçetesi
bulunmamaktadır. Görünen o ki nasıl
liderlik edileceği bağlama, uygun kaynaklara, yarışmalı duruma ve paydaşların
ihtiyacına bağlıdır( Allio, 2016).
Liderlik
yeterlik
portfolyosu; strateji geliştirme, değişim yönetimi, pazarlık,
eleştirel düşünme ve benzerlerini kapsar. Bu beceriler öğrenilebilir; pratikle de
geliştirilebilirler. Gene de başarı, sonunda, iletişim yeteneğine, örgüt
rotasını açıklayan ve izleyenlere ilham veren bir hikaye anlatma yeteneğine
bağlıdır. Bu nedenledir ki iş dünyası
liderleri iletişim yeteneğini, en önemli iş becerisi olarak belirtmektedir.
Liderler güçlerini, bir ölçüde söyledikleriyle, anlattıkları hikayelerle
ifade ederler. Bu hikayeler birer allegori olarak bugünden geleceğe, fikirlerin ulaşmasına
hizmet ederler; “nereden geldik?”, “neyi başardık?”, “zorluklarımız,
trajedilerimiz, kahramanlarımız neler?” sorularını yanıtlarlar (Allio, 2016).
Liderler, günümüz olaylarına anlam kazandıran hikayeler anlatarak araştırılmamış geleceği, yani nereye, nasıl gideceğimizi gösteren bir vizyonu aktarabilirler. İyi liderler böylece toplumlarını- izleyenlerini söyledikleri hikayelerle enerji sağlayarak güçlendirebilirler ( Allio, 2016). Benjamin Franklin şöyle demektedir: “Bana söylersen, söylediğini unuturum, bana öğretirsen öğrettiğini hatırlayabilirim, beni katarsan(involve) öğrenirim”. Ne yazık ki uygulamalı tıp gibi alanlarda bile eğitim programları bir bilgi kümesini öğretmek ya da kolaylaştırmak şeklinde yürütülmektedir. Sonunda öğrencide büyüme ve değişme beklenmektedir. Liderlik yetiştirme programları için de benzeri bir durum söz konusudur( Maddalena, 2016).
Liderlik yetiştirmesi, bir dizi kuram ve tekniği kapsar. Bu kuram ve teknikler bir ölçüde de olsa liderlerin ne olması gerektiğine yardımcı olabilir niteliktedir. Bu bağlamda lider yetiştirmede çeşitli liderlik kuramlarına dayalı aşağıda kısaca açıklanan beş büyük özelliğin bir liderde bulunması gerektiği sonucuna gidilmiştir ( Taylor, 2005):
İyi lider- patron üretkendir. Burada üretkenlik, zeka (intelligence) ve vicdanlılık (conscientiousness) anlamında kullanılmaktadır. Zeka sonuçları başarmada çekip çevirici olmayı, vicdanlılık ise çalışanları gözetmeyi ifade eder.
İyi lider iyi iletişimcidir. Liderlik kuramları, etkili liderlerin büyük planı iletebilmesi gerektiğini; planın hayata geçirilmesinde diğerlerini sürece katıp güdülemesini önerir. Etkili liderler iyi bir iletişimci olma ötesinde iletişimin her iki yönde işlemesine çalışırlar. Bu çerçevede etkili liderler konuştuğu kadar da dinlerler. Etkili lider, iyi bir gözlemcidir , dileyicisini bilir.
İyi lider ilişkiyi besler. Etkili lider, iyi ilişkiler kurarak çalışanların işlerini etken ve yararlı bir şekilde yapmalarını sağlar. Daha önemlisi iyi lider, güçlü bir ilişki kurarak çalışanları örgüte bağlar.
Kişisel büyüme, mesleki gelişme hem liderler hem de çalışanlar için mümkündür. Takdir edilir ki insanlar örgütün içinde ve dışında büyümeyi arar. Bu arayışta liderlerin çalışanlarına model olması beklenir. Pek tabii ki liderlerin çalışanları yanında kendileri için de örgüt içi ve dışında imkan araması ters gibi görünür. Ancak örgüt her zaman bugünkü gibi olacak diye bir kural yok ki. Zira mesleki gelişme ve kişisel büyüme ileriyi düşünmeyi ifade eder.
Liderlik betimsel bir profildir. Liderler, liderlik pozisyonunu kabul etmeden etkili ve tutarlı lider olacaklarının sorumluluğunu almışlardır. Onlar, iyi izleyiciler olarak liderlik edeceklerine saygı ve çaba modeli olacaklarının farkında olmalılar. Hesap verebilirlik ve dürüst olma onların önemli özelliklerindendir. Onlar ödül ve yeteneklerin dağıtımında güvenilir olmalıdırlar. Onlar ayrıca gerçekçidirler; yerine göre güler, ağlar, kızarlar; gerçek bir kişidirler. Onlar örgütün istimini korumada termostattırlar. Liderleri yetiştirme bağlamında bu faktörler incelendiğinde liderliğe genel bakışın değiştirilmesi gerekir. Bu durumda bazı kuram ve tarihi unutmak ya da bir kenara bırakmak gerekmektedir. Lider yetiştirmede dikkat örgütün imge ve motivasyonunu yansıtan bu özelliklere çevrilmelidir (Taylor, 205).
Görüleceği üzere lider yetiştirme sadece üstlere has, ileri yönetimi geliştirme olarak düşünülmemelidir. Zira üstlere has yönetimi geliştirmede; iletişim becerilerinin geliştirilmesi, başarılı akıllı yöneticilerin görüşlerine başvurulması ve deneyimli yöneticilerin ileri düzeyde yetiştirilmesi gibi yaklaşımlar uygulanır. Oysa liderlik yetiştirmesine, mesleki gelişme yoluyla adayların yaratıcılık ve yenileşmesi aracı olarak bakmak daha doğrudur. Bu, ürün temelli bir yetiştirmedir. Görünen o ki bir ürün olarak liderlerin, Jone Mickens söylemiyle birer termostat olarak yetiştirilmesi gereklidir. Zira liderler etrafta olanların derecesini basitçe yansıtırlar. Bu da diğer lider ve mentorlerden gelen öğrenmenin önemli olduğunu göstermektedir. Liderlerde bağımsız problem çözme, karar verme ve iyi ve eleştirel düşünebilme liderlik özelliklerinin başında gelmektedir. ( Taylor, 2015).
Liderlik ve öğrenme .“Liderliğin kaynağı nedir?” sorusuna liderlik literatürü, herkesin kabul ettiği bir yanıt verememektedir. Kronolojik olarak başlarda liderlik özellikleri, sonrasında davranışçılık, daha sonrasında durumsallık liderlik kuramlarının, son yıllarda da dönüşümcü liderlik gibi kuramların bu soruya yanıt olmak üzere geliştirilmişlerdir. Hala da liderlik kaynağına ilişkin arayışların sürdüğü belirtilebilir. Pek tabii ki liderlik nasıl oluşur? Genel bir soru olarak “liderlik doğuştan mıdır yoksa öğrenilebilir mi?” Takdir edilir ki liderlik özellikleri yaklaşımı, liderliğin doğuştan geldiğini, dolayısıyla öğrenilemeyeceğini kabul eder. Oysa liderliğe şöyle bakılmalıdır: Bir kimse doğuştan güçlü liderlik özelliklerini getirmiş olsa dahi, bu özellikler çevre vasıtasıyla geliştirilmediğinde, onun arzu edilen bir lider olması nasıl mümkün olabilir? Öte yandan liderlik becerilerinin, destekçi uygun bir çevre vasıtasıyla geliştirilmesi pekala mümkün olabilir. Pek tabii ki doğuştan güçlü liderlik özelliklerine sahip biri, öğrenme ile arzu edilen lider olabilme özelliğine sahip olabilir. Buna karşın görece doğuştan zayıf liderlik özelliklerine sahip birinin öğrenme ile güçlü lider olabilmesi, daha zayıf bir olasılıktır. Bu kısa tartışma bile liderliğin öğrenilebileceğini göstermektedir.
Liderlik, öğrenilebilir bir özellik ise bu demektir ki hem öğrenmeyle kazanılır hem de örgütsel öğrenmeye katkı getirir. Bir örgüt bağlamında öğrenme, lüzumlu bir sosyal süreçtir. Zira çağın inanılmaz hız ve içerikteki değişmelerine , ancak öğrenmeyle tepki gösterebilmek mümkündür. Pek tabii ki öğrenmeyi örgütte pek çok faktör etkiler: Ancak liderlik, örgütsel öğrenmede asıl katalizör durumundadır. Araştırma, liderliğin yardım etme potansiyeli olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda liderlik; (1) kolektif öğrenmeyi çoğaltıcı koşulları şekillendirebilir, (2) destekleyici yapıları, kaynak ve etkinlikleri sağlayıp uygulayabilir, (3) bu konuda çalışanların yeteneğini artırabilir. Onları öğrenmeye güdüleyebilir. (5) farklı grup ve birimler arası öğrenmeyi bütünleştirebilir ve (6) öğrenmenin kurumsallaşmasını sağlayabilir. Demek ki liderliğin doğrudan ve dolaylı etkisi örgütsel öğrenmede çok stratejiktir ( Taylor, 2015).
Son onlu yıllarda ortaya çıkan ve gelişen bir liderlik yaklaşımı olarak dönüşümcü liderlik, çalışanlarla lider arasındaki güçlü ilişkilere dayanır. Şöyle ki çalışanlar, dönüşümcü lideri, bir rol modeli, güvenilir ve saygı duyulur biri olarak görürler. Bu lider çalışanların performans beklentilerini aşmasına ilham verir; bireyler üstü kolektif amaçları önceliklendirebilir. Ayrıca çalışanları karar vermeye ve daha yaratıcı olmaya cesaretlendirebilir. Bu lider ilave olarak her çalışanın gelişmesine kişisel bir ilgi gösterir; gerekli koçluğa zaman ayırmaya isteklidirler. Bu, çalışanın örgütsel amaçlara ve örgütün vizyonuna duyarlılığını ve adanmışlığını artırabilir. Dolayısıyla dönüşümcü liderlerin açık saygısı ve etkisi, mantıken öğrenmeyi de anlamlı derecede etkileyebilir (Leadership training and organizational learning).
Liderliğin öğrenilmesini sağlayıcı farklı yetiştirme yaklaşımları uygulamaya konulmaktadır. Burada hedef tüm öğrenme boyutlarına hitap edilmesidir. Odak olarak yaşantısal (experiential) öğrenme, liderlik davranışları ve 360 derece liderlik, değerlendirmeye dayalı dönüt sağlayabilir. Ayrıca yetiştirme aracılarında kuram ve uygulamanın içerilmesi bu amacı gerçekleştirmeye yardımcı olabilir. Pek tabii ki farklı yetiştirme bileşenleri örgütsel öğrenmenin farkı boyutlarında etkili olacağından buna özen gösterilmelidir. Bir temel olarak yetiştirmede geniş bir yaklaşımın kabulü işe yarayacaktır. Böylece bireysel, grupsal ve örgütsel öğrenmede arzu edilen etki mümkün olabilecektir(Leadership training and organizational learning).
Liderlik Becerilerini öğretme strateji ve teknikleri. Fallon ( 2015), çağın gerektirdiği liderlik becerilerini öğretmede aşağıda kısaca açıklanan beş yaklaşımı ya da ip ucunu tartışmaktadır. Bu beş yaklaşımın, örgütte bir bireyin liderlik pozisyonuna getirilmesinde, tüm performans ve deneyim faktörlerinin göz önünde tutulması gerektirdiği sonucuna gidilebilir.
Doğru insanı seçme. Liderlik becerilerini öğretme ve güçlendirmeye öncelikle doğru insanla başlamak gereklidir. Bu insanın hali hazır rolünde başarı kaydı olmalıdır; ayrıca da liderlik özelliklerini öteden beri göstermesi gerekir. Pek tabii ki herkesin lider olması beklenemez. Hatta önceki pozisyonunda lider olan birinin yükseltildiği pozisyonda lider olması garanti değildir. Lider adayı seçiminde kayırma( favoritism) olmamalı; aranan özelliklere (qualifications) sahip bireyler seçilmelidir.
Adayların işi( business) anlamasından emin olma. Lider adayı, gelecek liderlik nesline göre yetiştirilmelidir. Bunun için de lider adayları, şirket ya da örgütteki işinde iyi bir tecrübeye (well-versed) sahip olmalıdır. Eğer örgütte diyelim ki teknoloji, büyümenin anahtarı ise, lider adaylarının teknolojiyi ve onun örgütteki önemini anladığından emin olmak gereklidir ( Taylor, 2015).
Adayların dinleme becerilerini inşa etme. En önemli liderlik becerilerinden biri, liderin nasıl dinlenileceğini öğrenmesidir. Pek tabii ki liderin kafasında yalnızca kendinin ajendası varsa diğerlerinin girdi ve potansiyelini doğru ve tam olarak duyması pek mümkün olmaz. Oysa liderin işi, etrafındaki insanların girişimci olmaları için onları motive etmeyi başarmaktır. Örneğin adaylara yetiştirme tecrübelerini sormak, onların büyüme ve gelişmeleri üzerinde etkili bir çevre yaratabilir( Taylor, 2015).
Adayların bir gelecek vizyonu yaratmalarına yardımcı olma. Vizyon, belki de liderlerin önemli referansıdır; ancak ne anlama gelir açıklık kazanmalıdır. Genelde vizyon başkalarını, değerli bir gelecek uğraşısı görmeye esinlendirme yeteneğidir. Liderler ilgi uyandıran bir gelecek vizyonu oluşturmaya odaklanmalıdır. Lider bu geleceğe tutuku ile bağlanmalı; onu başaracak güvenirlik ve tecrübeye sahip olmalıdır. Lider adaylarının böyle bir kendi gelecek vizyonlarını yaratma ve aktarmaları, onlara ulaşma planlarının devreye sokulmasında yardımcı olacaktır( Taylor, 2015).
Adayların motivasyonlarına bakma. Eğer lider adayları patron olmaya, diğerlerinden sorumlu olmaya ilgi ve heyecan duyuyorlarsa işlerinde en iyi kişiler değildirler. Oysa iyi bir lider işinin, başkaları için çalışmak olduğunu bilir. Liderlik deyim yerinde ise, bir üst yöneticiler kulübüdür; genel geçer garantisi olmaz; garantiye de alınmaz. Liderler, çalışanlarına, “çalışan insanlar” nosyonuyla yaklaşmamalı; aksine onların nereye, nasıl gitmeleri gerekiyorsa gitmelerini sağlayıcı bir tavır ve davranış içinde olmalıdırlar ( Taylor, 2015).
Liderlik geliştirici tecrübeler. Liderlikle ilgili psikolojik araştırmalar bir yüz yılı aşkındır sürmektedir( Bass, 1990; Rost, 1991; Yukl, 1989).Bu araştırmalarda genelde liderliğin, bağımsız bir değişken olarak çalışanların tutum ve performanslarına etkisi incelenmiştir. Buna karşın liderlik, bağımlı değişken olarak daha az çalışılmıştır. Ne yazık ki kapsamlı ve yöntemsel tartışmaya sahip gelişimci psikolojik liderlik araştırmaları neredeyse yoktur (Avolio,1999, 2005; Avolio ve Gibbons, 1988; Klonsky, 1983; Kuhnert ve Lewis, 1987; London,2002; Popper, 2000; Popper ve Mayseless, 2002; Zacharatos ve diğ., 2000, in Amit, Popper, Gal, Mamane-Levy ve Lisak,2009). Liderlik geliştirme üzerine yazılanlar da çoğunca olağanüstü liderler ve liderlerin gelişmesinin psikoanalizi hakkındadır. Pek tabii ki bu çalışmalar sınırlı bir genellenebilirlik sağlamışlardır . Son 20 yılda yayımlanan kitaplarda başarılı örgütlerin yöneticileri, liderlik başarısı ile ilgili bazı yasalar belirtmişlerdir. Ancak bunların çoğu, yöneticilerin anektodları ve kişisel hikayelerine dayalıdır (Bennis, 1989; Bennis and Nanus, 1985; Kotter, 1982; in Amit ve diğ., 2009).
Öte yandan lider yetiştirme ve geliştirme alanında oluşan literatür, lider yetiştirme ile ilgili deneyimleri, modelleri ve değerlendirmeleri ortaya koymaktadır ( Day, 2000). Bunlar arasında koçluk, dönüt ve çalıştaylar önemle vurgulanmaktadır. Böylesi bulgular genelde aracı (yetiştirme) öncesi ya da sonrası rapor edilmiştir (Day, 2000). Liderlik gelişimi ile ilgili bilgi birikimi, asıl olarak çeşitli biyografi ve öz raporlardan elde edilmiştir. Pek tabii ki bu kaynaklar anektod olarak değerlidirler; anlamlı içgörü sağlarlar; ancak tutarlı, genellenebilir bir kavramsal çerçeve sağlamada yetersizdirler. Bu arada lider geliştirme için kuramsal bir çerçeve şekillendirme çalışmaları az da olsa yapılmıştır( Avolio ve Gibbons, 1988; Gibbons,1986; Kuhnert ve Lewis, 1987; Popper, 2000; Post, 1993 gibi; in Amit, Popper, Gal, Mamane-Levy ve Lisak,2009 ). Ne yazık ki bu çalışmaların, kuramsal argümanları desteklemeleri zayıftır ya da yoktur. Bu çalışmalar ayrıca evrensel kuramlara dayalı genel tezler (argümanlar) niteliğindedir; lider geliştirmenin spesifik yönlerini aydınlatıcı faktörleri açıklamadan yoksundurlar( Amit ve diğ., 2009).
Tecrübeler yoluyla lider
geliştirme. Öğrenme ve gelişim psiklojisiyle ilişkili süreçler açık ya da örtük
olarak tecrübeyi-deneyimlemeyi, öğrenme
sürecinin merkezine konumlandırmaktadır. Örneğin Skinner’ci (1989) öğrenme kuramları “etki yasası”na dayanır. Bu yasaya göre davranış geçmiş sonuçlar
tarafından yönlendirilir. Bir davranış geçmişte ödüllendirilmişse; pozitif
pekiştirme olarak bu davranışın gelecekte de görülmesi olasılığı, yüksek
olacaktır. Pek tabii ki öz yeterlik, keza tecrübeye dayalı gelişecektir.
Bandura (1977,1986) başarı duygusunun
belli alanlardaki tecrübelere dayandığını; bu durumun bu alanlarda öz
yeterliğin güçlenmesine yol
açtığını belirtir. Bu ilkelerin,
liderlik gelişme alanında da ilişkili ve uygulanabilir olduğu görülmektedir.
Liderlik rollerinde başarılı tecrübeler, bireylerin başkaları tarafından lider
olarak algılanmasına yol açmaktadır (Akin,
1987, Bennis, 1989; Kotter, 1988, 1990, Avolio, 2005). Atwater ve diğ. (1999), liderliğin yordayıcılarını araştırmış, bu
amaçla askeri akademi ilk yıl öğrencilerinin (freshmen) bir dizi zihinsel ve
fiziksel karakteristiklerini
sınamışlardır. Sonuçta geçmiş liderlik tecrübelerinin, liderlik
düzeylerini en açık şekilde farklılaştırdığını bulmuşlardır. Zengin liderlik tecrübesi
öz geçmişi olan öğrencilerin en üst liderlik düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Benzer olarak Hall
ve diğ.(2004), liderlik boylamsal araştırmasında, West Point adaylarından lisede daha fazla liderlik tecrübesi
olanların daha üst düzey başlangıç liderlik performansını gösterdiğini
bulmuşlardır. Lord ve Hall (2005), tecrübe yoluyla liderlik geliştirmenin,
süreç ve bilginin her ikisinde de kalite değişmeleri olarak betimlenebileceği
sonucuna varmışlardır. Zira bilgi ve süreçler, beceriler olarak acemilikten
uzmanlık düzeyine dek gelişme göstermiştir. Bu değişmeler, liderlikte genel
yorumcu (heuristic) olmaktan çok hedefli, alan spesifik üretim repertuarına sahip olmayı gerektirmektedir(
Amit ve diğ., 2009).
Ayrıca
davranışlara yön vermede ve sosyal algılarda tecrübe dayanaklı liderlik bilgisi,
zamanla bir liderin öz- kavramı ile kaçınılmaz
olarak bütünleşmektedir. Benzer olarak Sternberg (1981), sözsüz bilgi (tacit knowledge)
nosyonunun, bireye, gerçek dünya pratik problemlerini çözmede örtük bilgi biçimi olarak yardımcı olduğunu
vurgulamaktadır. Sözsüz bilgi, bireyin, gerçek tecrübeyi yaşamasıyla kazanılır.
Tecrübeye dayalı bilgi, bireylerin yeni problemleri tanımlamasına imkan vererek
performansı kolaylaştırır. Tecrübe
bireylere çevrede karşılaştıkları yeni
(novel) sorunları tanımlamaya da imkan verir; sonunda kazanılmış bilgi gibi
işlevde bulunur. Sternberg ve diğ.
(1995) sözsüz bilginin satış, banka yönetimi ve papazlık işi gibi pek çok alanda başarılı performans gösterenler arasında bir ayrıma yol açtığını bulmuşlardır. Sözsüz bilgi, son zamanlarda askeri liderlik alanı
araştırmasına da uygulanmıştır (Hedlund ve diğ., 2003). Bu bulgular alan
spesifik sözsüz-sessiz bilginin bireysel liderlik tecrübesindeki farklılıkları
açıklayabildiğini göstermiştir. Cianciolo ve diğ. (2004) bir tecrübenin, geçmiş
tecrübelere dayalı anlamlı yeni bilginin yaratılmasını kolaylaştıran bir mentor
olarak kullanılabileceğini savunmuşlardır (Amit ve diğ., 2009).
Bu argümanlar Argyris (1982), Argyris ve Schon (1996) gibi araştırmacıların görüşleriyle de uyumludur. Bu araştırmacılar buna, “eylem bilgisi (knowledge for action)” demektedirler. Bu bilgi, büyük ölçüde tecrübeye dayalı üretilmektedir. McCall ve diğ. (1988) birikimli tecrübenin, örgütlerde liderliğin gelişimi ve işlevinde en kritik faktör olduğu sonucuna varmışlardır. Onlara göre dünya, düşünerek, tasarlayarak değil; ancak eylemle kavranabilir. Ne var ki gerçek tecrübenin bir başına her şey olmadığı; onun zamana göre farklılaşma eğilimi içinde olduğu unutulmamalıdır. Bu nokta, gelişim psikolojinin bir bulgusudur; örgütte liderlerin gelişmesiyle de ilişkilidir. Bazı çalışmalar geriye bakış (retrospektif) olarak yöneticilerin erken tecrübelerinin, örneğin görev performansı ve çalışanları eylem göstermeye güdülemenin, liderler olarak kendi kimliklerini yaratmada en biçimleyici faktör olduğunu tespit etmişlerdir (Akin, 1987; Kotter, 1988; McCall et al., 1988; Zakay and Scheinfeld, 1993; in Amit ve diğ., 2009) ).
Amit ve diğerlerinin (2009) araştırması da erken liderlik tecrübelerinin, büyük ölçüde bireyin liderliğini şekillendirdiği sayıltısına dayalıdır. Bu çalışmada, özellikle de gelişim psikolojisi açısından da önemli olan liderlerin ilk tecrübelerinin, onların liderliğini şekillendirdiği hipotezi, işbirlikli mülakat yoluyla sınanmıştır. Bu sınama liderleri, lider olmayanlarla karşılaştırarak yapılmıştır. Çalışma, karma (mixed) araştırma olarak planlanmıştır. Nicel boyutta liderlerin, lider olmayanlara göre daha fazla tecrübeye sahip oldukları hipotezi sınanmıştır. Bu hipotezle tutarlı olarak nitel boyutta beyana dayalı tecrübelerin bireylerin lider olarak öz algılarına katkıda bulunması sınanmıştır. Bulgular şöyledir: Liderlerin, lider olmayanlara göre gençliklerinde daha fazla liderlik tecrübeleri olduğu bulunmuştur. Bu tecrübeler liderlerin öz algısında, ayrıca da liderlikte öz yeterliliğin gelişmesinde etkili olmaktadır. Psikolojik ve davranış bilgisi birikimi, açıkça liderlik manifestosu ile ilişkilidir. Bu bağlamda çalışma, kavramsal olarak liderlik gelişmesine, doğal tecrübeler, özellikle de hayatın ilk yıllarındaki tecrübeler yoluyla bilgi ilave etmiştir. Ayrıca araştırma, liderlerin seçimi sürecine, keza lider gelişmesine, bilginin uygulanmasına özellikle de yansıtıcı yöntemlerle bilgi sağlamıştır. Nitel olarak araştırma yöntem, kavram ve pratik olarak katkı getirmiştir ( Amit ve diğ., 2009).
Allio’ya (2016) göre potansiyel liderler, zayıflıklara daha az özen gösterirken kimliklerini güçlendirmeye odaklanırlar; politik bir temel inşa etmeye çalışırlar. Zira takım dayanaklı gücün kaynağını bu sağlar. Pek tabii ki her hangi bir zanaatta ustalık, kasti ve adanmış uygulamayı gerektirir. Çağlar önce Aristo, mükemmelliğe götüren yolu tanımlamıştır: Her şeyi “yaparak öğrenmek” zorundayız; onları yaparak öğreniriz. O halde liderliği bir zanaat ya da sanat olarak ( bilim olarak değil) görmenin daha doğru olduğunu düşünüyorsak iyi bir lider olmanın yolu uygulama-pratik yapmaktır; bu önkoşuldur. Çağdaş bilişsel kuram, mükemmel sonuçların, karmaşık görevleri yapmaktan; hataları tanımlamaktan ve davranışı performans geliştirmeye uyumlu kılmaktan geldiğini belirtmektedir. O halde liderlik isteği, liderlik çözümlerine ihtiyaç duyan problemleri, çeşitli durumlara yol gösteren pratiği tanımlamayı gerektirir. Bir benzetme olarak eğitim arenasında “iş temelli öğrenme (work-based learning (WBL)”, bir eğitimsel strateji olarak öğrencilere, gerçek hayat iş deneyimleri sağlayabilir. Böylece öğrenciler akademik ve teknik becerileri geliştirip uygulayabilirler( Allio, 2016).
Görünen o ki istekli olma, fırsat, beceri, yetenek, liderliğin öncülleridir. Ancak zanaatı, tekrarlamadan pratik yapmadan öğrenmek pek mümkün değildir. Kuramı öğrenmek, beceri kazanmak önemli; ancak bunları pratik yapma izlemelidir. Kısaca pratik yapmak, nasıl etkili bir lider olunacağının anahtarıdır ( Allio, 2016).
Liderlik Geliştirme Etkinlikleri
Yüzyılın inanılmaz hız ve içerikteki değişmelerini karşılayabilmenin yolu, pek tabii ki öğrenme ve yetiştirmedir. Öğrenme yeniliklerden haberdar olma ve onları kazanmanın biricik yolu iken yetiştirme ve gelişme, büyük ölçüde alandaki değişme ve gelişmeleri izleyebilmenin kendini güncellemenin tabii yolu olarak görülebilir.
Örgütsel liderlik, örgütler için kritik önemde bir konudur ne var ki lider yetiştirme planları başarısız kalmaktadır. Shanley’e (2007) göre bunun asıl nedenlerinden biri, yönetici ihtiyaçlarının, örgüt ihtiyaçlarına göre düzenlenmemesidir. Zira örgütler deneysel öğrenmeye pek önem vermemektedir. Pek tabii ki liderlik geliştirmesi, büyük ölçüde bireyin beceri ve yeteneklerinin iyileştirilmesiyle- geliştirilmesiyle gerçekleşir.
Lider yetiştirmede, iyinin de iyisi olarak Harward İş Yayını Şirketinde Şirket Öğrenmesi Başkan Yardımcısı ( Executive Vice President of Corporate Learning at Harvard Business Publishing ) Ray Carvey örneği sunulur. Onun küresel örgütler ve hükümetlerde tüm düzeylerde liderlik geliştirme çözümleri anlamlıdır. Ona göre liderlik yetiştirmesi ile ilgili aşağıda kısaca tanımlanan anahtar boyutlar, tüm programlarda yer almalıdır; dolayısıyla çağdaş örgütler bugünün çevresinde başarılı olmak istiyorsa bu boyutlarda liderlerin yetişmesi gereklidir (Caprino, 2014):
Bir liderlik zihniyeti (mindset) gelişmelidir (developing a leadership mindset). Liderlik gelişimi için yöneticiler, liderliğin temelde yönetsel görevlerden farklı olduğu fikrini içselleştirmelidirler. Büyük bir lider olma, görevleri ve işlevleri iyi yönetebilme yanında nasıl davranılacağını da anlama ve bunu pratikte gösterebilmeyi gerektirir. Pek tabii ki bu zordur; ancak öğrenilebilir.
Öğrenme örgütü ile yetiştirme örgütü arasında büyük farkın oluşu. Yetiştirme programları spesifik becerilerin (zaman yönetimi, bütçe ve koçluk, gibi ) kazandırılmasına yöneliktirler. Ne var ki bu programların çok azı, iş dünyasıyla işbirliği içinde geliştirilmişlerdir ; gerçek iş etkisini ölçmezler. Oysa yetiştirme örgütleri, anahtar iş amaçları ile pratikte yapılanlar arasında bir birliktelik, tutarlılık olması gerektiğini anlamada soyut öğrenme ötesine geçmelidirler. Öğrenme ve gelişme girişimleri, dışarda işdünyasının neyi başarmaya gayret ettiği ile başlamalıdır.
İçerik kralsa bağlam kraliçedir. Öğrenmeyi bir örgütle ilişkilendirmede bağlam çok önemlidir. Bu nedenle öğrenmenin, örgütün ihtiyaçları bağlamında doğru olarak kullanılması ilişkili, ilgili ve anlamlı olacaktır. Liderlik gelişmesinin her örgütte aynı olduğunu; aynı şeyleri öğreneceğini söylemek anlamlı olmaz. Örneğin yüksek büyümeli bir endüstride liderin karar alması, oturmuş bir pazardaki 100 yıllık eski bir örgütte olandan farklı olacaktır.
Liderlik geliştirme, büyük ölçüde örgütlerin sosyal sermayesinin geliştirilmesine odaklanır ve çalışanların beceri ve yeterliklerinin geliştirilmesine ağırlık verir (Addison & Cunningham, 2009). Barlow’a (2006) göre liderlik geliştirme, çeşitli ihtiyaçlara dayalı olarak birilerini, belli bir noktaya, belli aşamalarda yükseltebilir. Bu aşamalar ve içerikleri şöyle özetlenebilir: Birinci aşama yeni bir role hazır olmadır. Bu, birey yetenekli olarak tanımlandığında şekillenir. Birey yükseltildikten sonra değişme aşamasında karşılıklı değişime (excahnege) ihtiyaç duyar. Değişmenin nasıl gerçekleştiği önemli değildir. Son aşamada birey, gelecekte kariyeri boyunca rol geliştirmede desteklenmeye ihtiyaç duyar. Bir vakıa olarak pek çok yönetici geçiş aşamasında başarısız kalmaktadır. Çünkü rol geliştirme için yeterli destekten yoksundur. Bazı tarama araştırmaları, liderlik geliştirme ile ilgili aşağıdaki süreçleri ortaya koymuştur (Hammett, 2008):
Örgütsel zorlayıcıların tanımlanması. Bu süreçte, örgütün vizyonunun, performans amaçlarının ve bu vizyona nasıl,
nelerle ulaşılacağının belirlenmesi önemlidir. Bunlara açıklık
kazandırılmalıdır.
Liderlik ihtiyaçlarının tanımlanması ve önceliklendirilmesi.
Bu süreç büyük ölçüde örgütün
misyonuna odaklanır. Örgütün
ihtiyaçlarıyla tutarlı liderlik davranışları nelerdir? Liderlik geliştirme örgütün kendi amaçlarını betimlemesine ne denli yardımcı olabilir? Gelişme planı ne türden örgütsel
değişmelere ihtiyaç duymaktadır? Bu soruların
açık yanıtları olmalıdır.
Liderlik yeterliklerini örgütsel amaçlara uydurma. Liderlik ihtiyaçları liderlerin yeterliklerine adapte edilmelidir. Bu, büyük ölçüde lider yeterliklerine dayalı bir veri tabanını gerektirir.
Seçilen çalışanların her birinin yeterlik düzeyinin belirlenmesi. Bu liderlik geliştirme etkinlikleri ile saptanabilir.
Sunulan formatın gerçekleştirilmesi. Gerekli format, çıktılara ulaşma planını göstermelidir. Burada şu sorunun yanıtlanması gerekir: “Liderlerin yeterliklerine ne gibi öğrenme olayları yardımcı olabilir?”
Görüleceği gibi bu süreçler liderlik geliştirme için spesifik etkinlikleri gerektirmektedir. Pek tabii ki bir etkinliklerin seçimi örgütün amaç ve stratejilerine bağlıdır. Araştırmaya göre başarılı örgütler geniş bir liderlik geliştirme etkinlikleri setine odaklanmaktadırlar(Amagoh, 2009. Koçluk, geliştirme merkezleri, dönüt 360 gibi etkinliklerin gelişme ile ilişkili olduğu bulunmuştur (McDowall & Mabey, 2008). Gerstberger & Snyder (2006) ise aşağıdaki liderlik geliştirme süreçlerini önermişlerdir(Beheshtifar ve Vazir-Panah, 2012):
Liderlik değerleme( valuation): Liderlik etkililiği için analiz aracının ve dönüt 360 sisteminin uygulanması. Bu araçlar vasıtasıyla yöneticilerin ve deneticilerin liderlik özellikleri hakkında kapsamlı veri üretilebilir.
Liderlik yetiştirme çalıştayları : Bir lider yetiştirme çalıştayı düzenlenerek liderlik ilkeleri çalışılabilir. Liderliğin yaşantısal olarak-deneyimleyerek öğrenilmesinde ayrıca mentorlük, koçluk, mikro öğretim, eğitimde davranış modelciliği gibi aracılardan söz edilebilir. Ancak burada araştırmaya göre liderlik geliştirmede başarılı etkinlikler olarak koçluk ve dönüt 360 sistemi(Beheshtifar ve Vazir-Panah, 2012) aşağıda kısaca tanıtılmaktadır.
Koçluk. Koçluk bir yetiştirme ve geliştirme aracı olarak gerçek yaşamla ilişkili spesifik sorunlara odaklanır. Koçluk, koçla yetişen arasında bir dizi oturumdan oluşur. Koçluk yetiştirmeden farklıdır. Yetiştirme genelde tek yönlü bir süreçtir. Zira yönetici, çalışanlarını görevlerini yapma konusunda yetiştirir; ancak çalışanların yöneticilerin beklentilerini ne derecede gerçekleştirdikleri ya da başardıkları bilinemeyebilir. Koçluk ise iki yönlü bir ilişkidir. Bu ilişkide yetiştirilenler sonuçları gerçekleştirirken yetiştiriciler dönüt verir ve yetiştirilenlerin etkinlikleri başarmasını sağlarlar. Süreç beklenen sonuçlar gerçekleşene de sürer. Demek ki koçlukta başarı örgüt ve yetiştirenin ortaklığına dayanır; hedefi de bireysel gelişme, öğrenme ve performansa yardımcı olmaktır ( Downey, 2003).
Dönüt 360 ( Feedback 360). Gelişme odaklı performans değerleme ya da değerlendirme örgütlerde hayatidir. Pek tabii ki bir kaynağa ya da araca dayalı değerleme, gerekli bilgiyi sağlayamaz. Performans saptama, çoklu enformasyonu gerektirir. İşte dönüt 360 ya da çoklu değerleme, bireyle ilgili, çoklu kaynaklardan gerekli bilgiyi toplama sürecidir. Bireye ilişkin çoklu iç ve dış kaynaklardan (deneticiler, yöneticiler, astlar eş çalışanlar ve bazen müşteriler gibi) elde edilen dönüt, pek tabii ki performans değerlemede asıldır. Bu araç ayrıca bireysel iş peformansı ile ilgili davranış ve yeterliklerin değerlendirilmesinde kullanılır (Beheshtifar ve Vazir-Panah, 2012).
Sonuç olarak liderlik geliştirme, yöneticilerin örgütsel değerleri hayata geçirmek ve örgüt performansını yükseltmek için yeni bilgi ve becerileri öğrenmelerine yardımcı olur. Pek tabii ki liderlik geliştirme; ancak stratejik yönetimle ilişkili olduğunda yararlıdır. Yöneticiler bu süreçle bireysel ve örgütsel düzeyde gerekli gelişmelere ilkin bilinç elde ederler (Beheshtifar ve Vazir-Panah, 2012).
Sonuç
İncelemeden şu sonuçlara ulaşmak mümkün görülmektedir:
Liderlik kimliği, her ne kadar Drucker ( 1992), liderin kişiliğinin ve vasıflarının olmadığını söylese de, bireyin kimliğinin bir alt bileşenidir. Bu kimlik, bir lider olma ya da bireyin kendini bir lider olarak düşünmesiyle alakalıdır. Liderlik kimliği ya da kişiliği, liderin değer ve inançlarından, dil ve davranışından oluşur. Lider kimliğinin gelişmesi, liderlik gelişmesinde etkili önemli bir bileşendir. Bu kimliğin ayırt edici karakteristikleri var. Bunlar arasında; insan odaklı olma, değişmeye eğilim duyma, izleyenlerini güçlendirme, başkalarını esinlendirme, başkalarının ufkunu açma vb. sayılabilir.
Liderlerin lider olarak kimlikleri, yeni zorlukları ( dinamik bir çevrede örgütlerinin performansını iyileştirmek, yetenekli çalışanların bu liderliği paylaşmasına yardımcı olmak gibi) karşılayabilecek olgunluğa ulaşmalıdır. Bunda empati, duygusal zeka, mütevazilik (humulity) ve cesaret gibi özelliklerin yardımcı olduğu görülmektedir. Araştırmaya göre lider kimliği geliştirme çok boyutlu bir süreçtir ve kimlik geliştirmenin anahtar üç boyutunu kapsamaktadır. Bunlar; sınırları genişletme (expanding boundaries), karşılıklı bağımlılıkları tanıma ve hedefin farkına varma (discerning purpose)dır. İnsanlar yapay bir eşikten geçerek mükemmel bir liderlik dünyasına giremezler; aksine liderler olarak kendilerini anlamayı derinleştirip zenginleştirirler; kendi yaşam tecrübelerinde, kendi hızlarında bu üç boyutta olgunlaşırlar.
Liderlik bir roldür; yöneticilik de bir roldür. Bu demektir ki biri varsa, diğeri olmaz anlayışı doğru değildir. Örgütte her ikisi de gereklidir. Lider, yönetici ile karşılaştırıldığında belki de en temel farklılık, yöneticinin işleri doğru yapması, liderin ise doğru işleri yapmasıdır. Bu söyleme göre yöneticinin rolü; örgütünü belirlenen amaç ve politikalara göre yönetmek, kontrol etmek, kural ve prosedürleri uygulamak, dolayısıyla örgütünü ayakta tutmaktır. Liderin rolü ise örgütüne vizyon göstermek, bu vizyona nasıl ulaşılacağına rehberlik etmek; dolayısıyla değişim, yenileşme ve gelişme olgusunu yönetmektir.
İncelemeye göre liderlik büyük ölçüde “öğrenilebilir” bir roldür. Öğrenme olmadan diğer bir ifadeyle çevre olmadan liderliğin ortaya çıkması, gelişmesi ve başarılı olmasından söz edilemez. Takdir edilir ki kimi insanlar doğuştan güçlü liderlik özelliklerine sahiptir. Ancak bu özellikler çevre, dolayısıyla öğrenme aracıyla güçlenir. Öte yandan “vermeyince Mabud ne desin Sultan Mahmut” söylemi de bir ölçüde doğrudur. Zira güçlü liderlik özellikleriyle doğmayan birinin öğrenme yoluyla, güçlü lider olması olasılığı da zayıftır. Bu kısa tartışma bile liderlikte hem kalıtım hem de çevrenin önemli olduğunu gösterir niteliktedir.
Lider yetiştirme ve geliştirme tarihinin büyük ölçüde beceri kazandırmaya odaklandığı görülmektedir. Oysa lider yetiştirme, beceri kazandırmanın ötesinde daha derinlerde öz-bilgi (self- knowledge) sağlayıcı olmalıdır. Zira bu öz- bilgi, bireyin enformasyonu nasıl işleyeceğini, anlamı nasıl yapılaştıracağını kararlaştırır.
Öteden beri liderliğin öğrenilebileceği kabulüne dayalı olarak liderlerin üniversitelerde büyük ölçüde akademik programlarla yetiştirilmesi uygulamaları sürdürülmektedir. Peki bu programlar lider hazırlamada ne denli başarılıdır? Bu soruya şöyle yanıt verilebilir: Öteden beri Batıda özellikle de Amerika Birleşik Devletlerinde lisansüstü programlarla lider yetiştirmeye girişilmiştir. Bu günde bu uygulamalar sürdürülmektedir. Ne var ki bu programların başarısı kuşkuludur. Bu incelemeye göre liderlik öğretilemez; ancak öğrenilebilir. Bu söylem liderliğin öğrenen tarafından yaparak- yaşayarak deneyimlemekle ( experiential) öğrenilebileceğini göstermektedir. Aksi halde öğretici odaklı yaklaşımlarla liderliği öğrenmek pek mümkün olmamaktadır. Skinnerci (1981) öğrenme kuramları, Bandura’nın ( 1986) başarı duygusunun öğrenilmesi görüşü, Stenberg’in (1981) sözsüz bilgi nosyonu, Argyris ve Schön’ün (1996) eylem bilgisi görüşleri bu anlayışı destekler niteliktedir. Ayrıca araştırma, liderlik başarısı söz konusu olduğunda görece daha erken gelişim döneminde liderlik tecrübesi yaşayanların daha başarılı liderler olduklarını göstermektedir. Görünen o ki istekli olma, fırsat, beceri, yetenek, liderliğin öncülleridir. Ancak zanaatı, tekrarlamadan pratik yapmadan öğrenmek pek mümkün değildir. Kuramı öğrenmek, beceri kazanmak önemli; ancak bunları pratik yapma izlemelidir. Kısaca liderlik Allio’nun ( 2016) dediği gibi bir bilim olmaktan çok bir zanaat olarak görülmelidir. Zanaat da yaparak yaşayarak öğrenilir.
Liderlik yeterliği; strateji geliştirme, değişim yönetimi, pazarlık, eleştirel düşünme ve benzeri becerileri kapsamaktadır. Bu beceriler öğrenilebilir; pratikle de geliştirilebilirler. Gene de başarı, liderin iletişim yeteneğine, örgüt rotasını açıklayan ve izleyenlere ilham veren bir hikaye anlatma yeteneğine bağlıdır. Liderler güçlerini söyledikleri şeylerle, anlattıkları hikayelerle ifade ederler. Bu hikayeler birer allegori olarak bugünden geleceğe, fikirlerin ulaşmasına hizmet ederler. Sonuç olarak liderler araştırılmamış geleceği, yani nereye, nasıl gideceğimizi gösteren bir vizyonu aktarabilmelidirler.
Bu görüşler liderliğin öğrenilebileceğini; ancak bu öğrenmenin yaşantısal olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Araştırmaya göre liderliğin yaşantısal olarak kazandırılmasında da dönüt 360 sistemi ve mentörlük gibi etkinlikler işe yararmaktadır.
Yararlanılan Kaynaklar
Addison, Sue ve Cunningham, Gail (2009). Developing your management team. Industrial and Commercial Training, 38, 379.
Akin, G. (1987). Varieties of managerial learning. Organizational Dynamics, 16(2), 36-48.
Amit, K., Popper, M., Gal, R, Mamane-Levy, T. ve Lisak, A. (2009). Leadership-shaping
experiences: a comparative study of leaders and non-leaders. Leadership & Organization Development Journal, 30 (4), 302 – 318.
Argyris, C. (1982). Reasoning, Learning and Action: Individual and Organizational. Jossey-Bass,San Francisco, CA.
Argyris, C. ve Scho¨n, D. (1996). Organizational Learning. Addison-Wesley, Reading, MA.
Baltes, M.M. ve Carstensen, L.L. (1991). Commentary. Human Development, 34(4),
256-260.
Bandura, A. (1977). Self-efficacy: toward a unifying theory of behavioral change. Psychological Review, 84 (2), 191-215.
Bandura, A. (1986). Social Foundation of Thought and Action: A Social Cognitive View.
Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ.
Barlow, L. (2006). Talent development: the new imperative? Development and Leadership in Organizations, 20, No: 3, 8-9
Beheshtifar, M. ve Vazir-Panah; Z. ( 2012). Leadership Development Activities . International Journal of Academic Research in Business and Social Sciences, 2 (7), 387-393.
Bennis, W.G. (1989). On Becoming a Leader. New York: Addison-Wesley.
Burke, P.J. (2006). Identity change. Social Psychology Quarterly, 69(1), 81-96.
Caprino, K. ( Aug. 1, 2014), Interview by K. Caprino about What Great Leadership Training Does Now That It Didn't 10 Years Ago. in Little Blackbook of billionaire secrets,
Chan, K.-Y. ve Drasgow, F. (2001). Toward a theory of individual differences and leadership:
understanding the motivation to lead. Journal of Applied Psychology, 86(3), 481-98.
Cherniss, C. (2010). Emotional intelligence: toward clarification of a concept. Industrial
& Organizational Psychology, 3(2), 110-26.
Chiaburu, D.S. ve Tekleab, A.G. (2005). Individual and contextual influences on multiple dimensions of training effectiveness. Journal of European Industrial Training, 29(8), 604-26.
Darling-Hammond, L., LaPointe, M., Meyerson, D. ve Orr, M. (2007).
Preparing school leaders for a changing world: Executive summary. Stanford, CA:
Stanford University, Stanford Educational Leadership Institute.
Day, DV (2001) Leadership Development: A Review in Context. The Leadership Quarterly 11(4), 581–613.
Day, DV ve Harrison MM (2007) A multilevel, identity-based approach to leadership development.Human Resource Management Review 17, 360–373.
Day, D.V. (2000). Leadership development: a review in context. Leadership Quarterly, 11(4),
581-613.
Day, D.V., Harrison, M.M. ve Halpin, S.M. (2005). Building an integrative, adult lifespan theory of army leader development. Paper presented at the 20th Annual Conference of the Society for Industrial and Organizational Psychology Inc., Los Angeles, CA, April.
Downey, M. (2003). Effective Coaching. Thomson Texerer, 2nd ed.,
New York, NY. P. 1
DeRue, D.S., Ashford, S.J. ve Cotton, N.C. (2009). Assuming the mantle: unpacking the process by which individuals internalize a leader identity. in Roberts, L.M. and Dutton, J. (Eds), Exploring Positive Identities and Organizations: Building a Theoretical and Research Foundation ( 217-236).
Dulewicz, V. ve Higgs, M. (2000). Emotional intelligence: a review and evaluation study.
Journal of Managerial Psychology, 15(4), 341-72.
Drucker, P.F. (1995). Gelecek İçin Yönetim: 1990’lar ve Sonrası (F. Üçcan, Çev.) Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları No: 327. Ankara: Ajans Türk Matbaacılık S. A.Ş. (1992)
Emerald Group (2016). Leadership training and organizational learning The influence of transformational leaders . Development and Learning in Organizations: An International Journal, 30(6), 27 – 29.
Fallon, Taylor, N. (2015). 5 Tips For Teaching Leadership Skills. Business News Daily, Asssistant Editor.
Ford, J., Harding, N. ve Learmonth, M. (2008). Leadership as Identity: Constructions and
Deconstructions. Palgrave Macmillan, Aldersho.
Flippo, E.B. (1984). Personal Management. McGraw-Hill, New York, NY.
Goldstein, I.L. (1993). Training in Organizations. Brooks Cole, Pacific Grove, CA.
Ghosh, P., Joshi, P. J., Rachita, J., Mukherjee, U. ve Ranjan, R. (2011). Evaluating effectiveness of a training programme with trainee reaction., Industrial and Commercial Training, 43( 4 ), 247 – 255.
Hall, D. T., Otazo, K. L. Ve Hollenbeck, G. P. (1999). Behind closed doors: What really
happens in executive coaching. Organizational Dynamics, 29, 39–53.
Hall, D. T., & Seibert, K. W. (1992). Strategic management development: Linking organizational strategy, succession planning, and managerial learning. In D. H. Montross & C.J. Shinkman (Eds.), Career development: Theory and practice (pp. 255–275). Springfield, IL: Charles C. Thomas.
Hall, R.J., Lord, R.G., Ritter, B., Swee, H.Y. ve Dubois, D.A. (2004). Nonlinear latent growth
curve modeling of the development of leadership skills, Working paper. University of
Akron, Akron, OH.
Hammett, P (2008). The Paradox of Gifted Leadership: Developing the Generation of Leaders. Industrial and Commercial Training, 40, No. 1, 8
Hedlund, J., Forsythe, G.B., Horvath, J., Williams, W.M., Snook, S. ve Sternberg, R. (2003).
Identifying and assessing tacit knowledge: understanding the practical intelligence of
military leaders. The Leadership Quarterly, 14 (2), 117-40.
Hong, Y., Catano, V. M., ve Liao, H. (2011). Leader emergence: the role of emotional intelligence and motivation to lead. Leadership & Organization Development Journal, 32 (4 ), 320 – 343.
Joseph, D.L. ve Newman, D.A. (2010). Emotional intelligence: an integrative meta-analysis and cascading model. Journal of Applied Psychology, 95(1), 54-78.
Kotter, J.P. (1988), The Leadership Factor. The Free Press, New York, NY.
Locke, E.A. (2005). Why emotional intelligence is an invalid concept. Journal of Organizational Behavior, 26(4),425-31.
Lord, R.G. ve Hall, R.J. (1992). Contemporary views of leadership and individual differences.
The Leadership Quarterly, 3(2), 137-57.
Maddalena; V. (2016). Leadership training for undergraduate medical students. Leadership in Health Services, 29 (3 ), 348 – 351.
Mayer, J.D. ve Salovey, P. (1997). What is emotional intelligence?, in Salovey, P. and
Sluyter, D. (Eds), Emotional Development and Emotional Intelligence: Educational
Implications ( 3-34). New York, NY.: Basic Books.
Nhien Nguyen, N. ve Hansen, J.Q , (2016). Becoming a leader-manager: a matter of training and education. Development and Learning in Organizations: An International Journal, 30( 6), 10 – 12
Robert J. Allio , (2016). Learning to be a leader. Strategy & Leadership, 44 (4), 3 – 9.
Scho¨n, D. (1987). Educating the Reflective Practitioner: Toward a New Design for Teaching and Learning in the Professions. Jossey-Bass, San Francisco, CA.
Sternberg, R.J. (1981). Intelligence and non-entrenchment. Journal of Educational Psychology, 73 (1), 1-16.
The Wallache (2012). The Making of the Principal: Five Lessons in Leadership Training The Wallace Foundation.
Zheng, W. ve Muir, D. (2015), Embracing leadership: a multi-faceted model of leader identity
development . Leadership & Organization Development Journal, 36 (6), 630 – 656.
Businessball.com, 2017.
Trainerbubble. accredited & affordable training course materials. www.trainerbubble.com’dan 23 Mayıs 2017 günü indirildi.
Elinize ve emeğinize sağlık Hocam.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık hocam,
YanıtlaSil