2023
Doçentlik Kriterleri Üzerine
Giriş
Bizde bir
yeniliğin ya da değişimin uygulanmasının süreklilik göstermesine, istikrar kazanmasına
izin verilmemesi gibi bir sorun var. Oysa bir yeniliğin, bir değişimin
uygulamada sonuçlarını görmek için üç, beş yıl gibi belli bir süre uygulanmasına ihtiyaç duyulurken biz bu
süreyi beklemeden, dolayısıyla yeniliğin
sonuçlarını görmeden hemen onu değiştirmekteyiz. Bunun yalın örneklerini Türk
Eğitim Sisteminin her düzeyinde sıkça yaşıyoruz. Yüksek Öğrenim düzeyinde bunun
bir örneğini Doçentlik Kriterlerinin
değiştirilmesinde yaşadık ( ÜAK, 2023). Üniversitelerarası
Kurul Başkanlığının görüşü üzerinde Yükseköğretim Genel Kurulu'nun
15.06.2023 tarihli 10 sayılı oturumunda alınan 2023.10.183 sayılı kararla
Doçentlik Kritelerinde değişikliğe gidilmiştir. Bu ve benzeri yenilik ve
değişmelerin sıkça değiştirilmesinin nedenin ne(ler) olduğu sorulduğunda şöyle
bir yanıt verilebilir: Kanaatimce sanki “değiştir
oyunu” oynar gibi sürekli değişikliğe gitmemizin nedeni, öncelikle bir
değişimin, bir yeniliğin benimsenme ya da kabul edilmesi sürecinde uygun davranılmamasıdır. Zira uygulamaya
konulan bir yenilik ya da değişim, tüm
ilgili taraflarca enine boyuna yeterince tartışılmadan çok sınırlı bir kesimin
görüşlerine göre kabul görmekte; aceleyle benimsenip uygulamaya konulmaktadır. Bu yazıya konu olan Yeni Doçentlik Kriterlerine eleştirel bir bakışla aşağıdaki tespitlere gitmek mümkün görülmektedir.
Olumlu
Yanları
2023
Doçentlik Kriterlerinin başlıca olumlu yanları şöyle belirtilebilir:
·
Üniversitelerarası Kurul
tarafından başka bir tarih belirlenmediği sürece; Doçentlik Başvurularının
yılda üç kez Ocak, Mayıs ve Eylül aylarının yirminci gününden başlayarak, en
geç o ayın son çalışma günü mesai bitimine kadar yapılması,
·
“…en az doksan (90) puanının doktora
unvanının alınmasından sonra gerçekleştirilen çalışmalardan elde edilmiş
olması”. Özellikle de bir adayın çalışmalarındaki gelişmeyi görme adına olumlu
görülebilir. Zira bu tarihten önceki çalışmaların adayı doktor öğretim üyeliğe
taşıdığı ortadadır.
· Temel alanlar özelinde
farklılaşan ve karmaşıklığa sebep olan alan indekslerinin tanımının kaldırılması, bunun yerine AHCI, ESCI, Scopus
kapsamındaki dergilerde yayımlanan makaleler için puanlamalar yapılması, Bu
durumun, indeks karmaşıklığını gidermesi gibi olumlu bir yanı olmakla beraber özellikle de Eğitim Bilimleri Alanı
için bazı sakıncalar da yaratmaktadır: Bunlar,
dezavantajlar alt başlığı altında
tartışılmıştır.
· TR Dizin kapsamındaki
dergilerde yayımlanmış ulusal makalelerin puanının artırılması,
· Her bir temel
alan için asgari tek yazarlı yayın şartının getirilmiş olması, var olanlarda
ise sayı artırımı yapılması,
· Tüm projelere
tamamlanmış olma şartının getirilmesi, proje
kategorisinde görev tanımlarının dikkate
alınması,
- Tüm temel alanlar özelinde bildiriler için Web of
Science Conference Proceedings Citation Index’in referans alınması; bunun dışındakilerin “diğer” olarak kategorize edilmesi,
- Tüm temel alanlarda “Patent/Faydalı Model"
maddesi, “Ödül" maddesi ve “Diğer" (WoS h-indeksi, yurt dışı
araştırma/öğretim faaliyeti) maddesinin ilk defa eklenmiş olması,
- En az altı ay yurt dışı bir üniversitede öğretim ve araştırma faaliyetinde
bulunmanın puanlamada hesaba
katılması.
Olumsuz Yanları
Yeni
kriterlere ilişkin eleştiriler aşağıda noktalarda ortaya konabilir:
·
Doçentlik kriterleri arasında topluma
hizmet kapsamında yapılan etkinlikler (hizmet
içi eğitim, seminer, konferans gibi) yer
almamaktadır. Literatür incelendiğinde bu ölçütün de hesaba katılması gerektiği
görülür. Bunun mantıklı gerekçesi de topluma
hizmetin, öğretim elemanının üç temel işlevinden birisi olmasıdır; diğerleri
öğretim ve araştırma işlevleridir.
·
Gerek SSCI, SCI gibi uluslararası
dergilerde, gerekse de uluslararası hakemli dergilerde, gerekse de ulusal
dergilerde yayımlanan makalelerde yazar sıralamasındaki sıra da hesaba
katılmalıydı.
·
Özellikle de editörlük konusu adeta
garabet gösteriyor bir haldedir. Editörlerin profesör olması, ayrıca da görev
yaptığı üniversiteden bu konuda izin alması gerekmektedir. Bunun savunulabilir
tarafı yok. Örneğin bir doçentin editör
olması neden uygun olmaz? Akademik yeterliğini doktora derecesi, doktor öğretim
üyeliği ve doçentlik derecelerini almasıyla kanıtlanmış değil mi? Belki de bu kurumundan
izinli profesörlük gerekliliği, piyasada adeta her önüne gelenin editör olduğu
bir ortamda bu durumu önleme adına bir girişim olabilir. İyi de piyasadaki bu
durum, bu hükmün alınmasını gerektirmez; bu hükümle de ortadan kalkmaz. Bu yolsuzluğun önüne geçmede her halde hem
yayın evlerine hem de jüri üyelerine sorumluluk düşmektedir. Örneğin jüri
üyelerinin eserleri arasında bir editörlü eser varsa jüri üyesinin özenle editörün yeterlik düzeyini incelemesi
gereklidir.
Ayrıca
da bu hükme göre, örneğin emekli profesörlerin, bağımsız araştırmacıların
editör olamayacağı görülmektedir. Bu hüküm nasıl savunulabilir? Zira bu hüküm
korkarım; sanki üniversitede bilim,
resmi izinli profesörlerin denetiminde yapılabilen bir etkinliktir; dolayısıyla diyelim ki üniversiteden izin alamayan bir profesörün, bağımsız bir araştırmacının editörlüğü bilimsel değildir gibi bir anlayışa
da götürebilir. Kısaca editöryal bir eserin sadece üniversitenin izin verdiği profesörlerce yazılması akademik
özgürlüğe de uygun düşmez. Ayrıca da editörlük etkinliği karşılığı verilen
puanların az olduğu ( SSCI, SCI ya da scopus kapsamındaki dergilerde editörlüün
puanının 2 olması) görülmektedir.
Bu hüküm
çerçevesinde ayrıca editöryal bir eserin
tüm bölümlerinin başvurulan doçentlik bilim alanı ile 'ilgili' olması ölçütü de tartışılır görünmektedir. Zira bu
hüküm yoruma açık görülmektedir. Özellikle de sosyal bilimlerde ve eğitimde
bunun örneğin jüri üyelerince ortak bir görüş olarak belirtilmesi zor
görünmektedir. Bir örnek olarak öğrenci performansı ile ilgili bir bölüm yazısı
hangi alana girer? Bu yazının sınıf öğretmenliği, öğretim ve eğitim
programı, psikolojik danışma ve rehberlik, hatta eğitim yönetimi gibi alanlara girdiği ileri sürülebilir.
Dolayısıyla bu hüküm tartışılır
niteliktedir.
·
Kriterlerden biri de lisans ve lisansüstü düzeylerde ders vermiş olmak
koşuludur. Bu koşul da tartışılır niteliktedir. Bu ölçütle örneğin ön lisans programlarında ders veren/vermeye
devam eden adaylar dışarıda bırakılmaktadır. Bir de ders verme etkinliğini görece değersiz akademik bir faaliyet olarak görmek,
bu doğrultuda puanlanmasını sağlamak doğru olamaz.
·
Eski ölçütler kapsamında üç dönem bekleyip ikinci başvuruyu yapanların
başvuru tarihlerinin yeni kriterlerin uygulanacağı akademik takvime denk gelmesi
olasılığı da önemli bir sorun. Bu durumda
eski kriterlere göre hazırlanan bir adaya yeni kriterlerin uygulanması adil
olmaz. Yapılması gereken bu tür adaylara
müktesepleri gereği
eski kriterlerin uygulanması
olacaktır.
·
Kriterler arasında ayrıca Eğitim Bilimleri
alanındaki indekslerin adeta yok
sayıldığı görülmektedir. Örneğin eğitim bilimlerinde önemli bir indeks
olan ERIC’de yayımlanan bir makaleye puan
verilmemekte, aksine ESCI’ ve SSCI’de yayımlanan makalelere puan verilmektedir. Takdir edilir ki SCIE
veya SSCI indeksleri genelde doğa ve
sağlık bilimleri alanlarında uygun bulunmaktadır. Bu indekslerde taranan dergilerde
eğitim bilimcilerinin yayın yapabilmesi bazen yılları gerektirmektedir.
·
2023 Doçentlik kriterlerinde bir eksiklik
de yönetim tecrübesinin hesaba katılmamasıdır. Evrensel düzeyde seçkin
üniversitelerin doçent olma kriterleri incelendiğinde bu deneyimin de ölçütler
arasında yer aldığı görülür ( University of Exeter gibi; Florida Politeknik
Üniversitesi gibi) .
·
55 yabancı dil puanını yeterli görmek ne
derecede uygun olabilir? Bir doçent alanı ile ilgili uluslararası düzeyde değişme
ve gelişmeleri takip edebilmesi için en azından bunları izleyebilecek bir dil
yeterliğine sahip olmalıdır. Örneğin azından 70 gibi bir dil puanı uygun
görülebilir.
Son
söz;
lütfen bir değişim ya da yenilik
girişiminin, ilgili kesimlerce enine boyuna tartışılması ardından kabul
edilmesine; uygulamaya konulduğunda da
gerçekçi ürünlerinin alınabileceği belli bir süre uygulamada kalmasına özen
gösterelim.
Yararlanılan
Kaynaklar
University
of Exeter ( 2017). Criteria for
Progression to Associate Professor (E&S)
terfile:///C:/Users/lenovo/Desktop/2023%20DOÇENTLİK%20KRİTER,
Florida
Polytechnic University (2020). University Criteria for Promotion from
Assistant to Associate Professor.
https://floridapoly.edu/provost/assets/university_criteria_promotion_to_associate_professor_2020-2021.pdf
University of Toronto
(2023). Criteria for
promotion to Associate or Full Professor. https://lmp.utoronto.ca/criteria-promotion-associate-or-full-professor
ÜAK (2023). Üniversitelerarası
Kurul Başkanlığı Doçentlik Başvuru Şartları Arşivi. https://www.uak.gov.tr/Sayfalar/docentlik/basvuru-sartlari/2023/2023-mart-donemi-docentlik-basvuru-sartlari.aspx
Yorumlar
Yorum Gönder